14 Ocak 2021 Perşembe

KABULLENDİM ARTIK

Kabullendim artık, 

Yaş kırk bundan böyle, 

Geri dönüşü yok, 

Tekrarı yok film gibi. 

Göründüğüm gibi değilim artık.

Görünüş, sadece giydiğim bir elbise. 

Gevezeliği bilgi, susmayı cehalet ve yapmacıklığı sanat zannedenlerden uzağım artık. 

Mal mülk, bir gün gerekeceği endişesiyle alıkoyup sakladığınız şeyler olduğunu öğrendim artık.

Benim tek servetim; ailem, çocuklarım, kardeşlerim, dostlarım. 

İyi ki varsınız!... 


14.01.2021

Hasan Emir KAVİ

2 Ocak 2021 Cumartesi

 





EPİKÜROS

(FİLOZOFLAR VE FELSEFE AKIMLARI PROJESİ-1)

Derleyen: Hasan Emir Kavi

“Felsefeyle uğraşma zamanının daha gelmediğini ya da artık geçmiş olduğunu söylemek, mutlu olmanın zamanı daha gelmedi ya da artık geçti demekten farksızdır.”

KISA BİYOGRAFİ

Epiküros M.Ö 341- 270 yılları arasında yaşamıştır. Samos (Sisam) adasında doğmuştur. Babası Atina’lı bir öğretmendir. 14 yaşında felsefe yapmaya başlamış, 18 yaşında Atina’ya gelmiş ve orada Platoncu filozoflardan ders görmüştür. Ailesi Sisam’dan sürülüp Klophon’a yerleşince, orada Demokritosçu Nausiphanes’in öğrencisi olmuştur. Bazı şehirlerde öğretmen olarak çalıştıktan sonra Atina’ya gelmiş ve Kepos (bahçe) adı verilen okulunu büyük bir bahçe içinde kurmuştur. Bu yüzden bunlara “bahçe filozofları” da denir. Bahçenin girişinde şu sözlerin yazılı olduğu bir tabela olduğu da söylenir; “Ey yabancı! Burada mutlu olacaksın. Burada haz en üstün iyiliktir.” Epiküros’un okulu, Platon’un Akademi’si ve Aristoteles’in Lise’sinden farklı olarak resmi bir öğretim programına sahip olmayan bir dostlar topluluğudur. Bu okulda sayısız ünlü öğrencileri olmuştur. İkinci yüzyılın ortalarında Epikürosçuluk Roma’ya da adım atmıştır. Roma’daki Epikürosçuların en ünlüleri Cicero ve Lucretius Carus’tur (M. Ö. 95- 51). Carus’un De Rerum Natura kitabı Epiküros’un fizik anlayışını anlatır. Epiküros hakkında ana bilgi kaynağımız ise M. S. 3. yüzyılda yaşamış olan Diogenes Laertius’tur.

ESERLERİ

Epikuros'a  ait 300 kadar eserden günümüze kadar ancak  Diogenes Laertios'un on kitaplık  "Ünlü Filozofların  Yaşamları, Öğretileri ve Özdeyişleri"nde (Peri Bion Dogoraton kai Apoftegmaton) yer alan üç mektubu ve 40 özdeyişini içeren "Temel Öğretiler" (Kriai Dohiai) adlı eseri ulaşmıştır. Heredetos'a yazdığı mektup, fizik üzerinedir ve atomculuğun temel ilkelerini içerir. Pitokles'e mektubu, jeoloji, meteoroloji ve gök olayları konularını içermekte; Moekeus'a mektubuysa, etik dolayısıyla, yaşama sanatı ve bilgelik üzerinedir.

TEMEL GÖRÜŞLERİ

Maddeci bir filozof olan Epikuros, Demokritos'un atomculuğunu sürdürmüş, yenilemiş ve onun temelleri üzerinde insan mutluluğunu öne çıkaran bir haz felsefesi kurmuştur. Doğanın atomların birleşmesinden oluştuğuna inanan Epikuros’un ahlak anlayışı insanın mutluluğa varmasını amaç alır. Mutluluğa zevklerin akıllıca ve zorunlu zevklere yönelmesi, doğal ama zorunlu olmayan zevkleri benimsemesi, doğal ve zorunlu olmayan zevklerden de vazgeçmesi gerekmektedir.

Demokritos’un “ölümden sonra bir hayat yoktur, çünkü insan ölünce ruh atomları dört bir yana dağılır” sözlerinden etkilenen Epikuros, gayet basit bir şekilde “ölüm bizi ilgilendirmez” diyordu. “Biz var olduğumuz sürece, ölüm yoktur; ölüm olunca da, biz artık yokuz.” Epikurosçular Stoacıların tersine politika ve toplumsal yaşamla fazla ilgilenmediler.

Epiküros’un öğüdü “gizli yaşa!” idi. Epikuros kendi kurtuluşcu felsefesini “dört ilaç” adını verdiği şu dört noktada özetledi:

                    Tanrılardan korkmamız gerekmez.

                    Ölümden kaygı duymamız gerekmez.

                    İyiyi elde etmek kolaydır.

                    Korkunç olana katlanmak kolaydır.

FELSEFEYE GETİRDİĞİ YENİLİKLER

Epiküros, felsefeyi ruh için en iyi ilaç olarak görmektedir. Onun felsefesinin ilkeleri temel olarak Kirenelilerin hazcılığı ve Demokritos’un fizik ve metafiziğinden oluşmaktadır. O, Kirenelilerin hazzın yegane iyilik olduğu görüşünden yola çıkıp, Demokritos’un atom kuramını da kendi hazcı törebiliminin temeli yapmıştır. Varlık anlayışında maddeciliği, bilgi anlayışında deneyciliği benimseyen Epiküros, ahlak anlayışında ise hazcılığı benimser. Epikürosçuluk, Aristippos ve Kireneciliğin, yani hazzın en yüksek iyi görüşünün geliştirilmiş halidir. O, Aristippos’un hazcı ve yararcı görüşlerine bağlı kalarak, onun görüşlerini daha rasyonel bağlamda ele alıp geliştirmiştir. Epiküros’a göre insanın yaşadığı sürece tek hedefi, dingin ve mutlu bir yaşama sahip olmaktır. Onun ahlak anlayışının tamamı bu görüş üzerine bina edilmiştir.

“Epiküros’a göre felsefenin gereği insanı mutlu bir yaşama götürebilmektir. Kılgısal değerleri olmayan, bu amacı gerçekleştirmemize yardımcı olmayan müzik, geometri, aritmetik ve gök bilim gibi bilimler yararsızdır”. Epiküros’a göre haz, acının yokluğu ile ortaya çıkar. Fakat ortaya çıkan bu hazların hiç biri aynı değere sahip değildir. Ona göre, hazları meydana getiren üç tür arzu vardır. Bazı hazlar hem doğal hem zorunludur, diğerleri doğal fakat zorunlu değildir. Sonuncuları ise ne doğal ne de zorunludur. Ona göre, bu arzular bedensel hazlara yol açarlar. Epiküros, birinci gurupta bulunan hazlar konusunda ölçülü olunmasını söylerken ikinci guruptakilerden vazgeçilebileceğini söyler. Fakat üçüncü gurupta bulunan hazlardan kesinlikle kaçınmamız gerektiği görüşünü paylaşır.

Ona göre, insanı mutlu eden akıldır. Onun benimsediği haz, bir ömür süren hazdır. Ayrıca haz acının yokluğundan başka bir şey değildir. Bunu da kısaca dinginlik olarak ifade edebiliriz.

Epiküros’a göre erdemli kişi, kendisine en çok doyum sağlayan hazlarla, acı veren hazlar arasında ayrım yapan kişidir. Aynı şekilde erdemli kişi hazlar arasında da mantıklı bir seçim yapmayı bilmelidir. Hazlar içerisinde kendisine en çok doyum sağlayan hazzı seçebilmelidir. Bunun yanı sıra ona acı veren eylemlerden en usta şekilde kaçınmasını da bilmelidir. Eğer uğradıkları acı kaçınılmazsa, onu en aza indirebilmelidir. Fakat kimi hazlar içinde bulunduğumuz an için bize doyum sağlarken, ileriki hayatımızda bizi acıya sürükleyebilir. Tam tersi, şu an itibariyle bize acı veren bir eylem bir zaman sonra bizi doyumsuz bir hazza ulaştırabilir. İşte, Epiküros’a göre, erdem sahibi insan bu durumu önceden görebilmelidir. Öyle ki, ona göre, erdemli insanın istemesi gereken, yalın hazlardan oluşan algısal bir yaşamı sürdürebilmektir. Bazı insanlar şansları sayesinde hazza dayalı bir yaşam sürdürseler de yine de akıllı kararlar ile hareket etmek daha doğru ve akılsaldır.

Epiküros bu konuda ünlü filozof Demokritos’la aynı görüşe sahiptir. Demokritos’a göre, tüm olaylar atomların eylemleri sayesinde belirlenmiş olsa bile, insanın kendisinde bir seçim yapma yeteneği vardır. En doğru olanda bu yeteneği kullanarak belli hazlara ulaşmasıdır “İnsanı hayatı boyunca mutsuzlaştıran, huzurunu kaçıran en önemli etken, ölüm korkusudur. Halbuki Epiküros’a göre ölümden korkarak ruhun dingin yapısını bozmak ve huzursuz olmak boşunadır. Çünkü insan; ruh, ateş, hava ve su gibi, ne olduğu tam olarak Epiküros tarafından da ortaya konmamış olan dört unsurdan meydana gelmiştir. İnsan öldüğünde bu dört unsur dağılarak, çözülür gider. Bu nedenle Epiküros’a göre ne reenkarnasyon ne de ölüm sonrası bir ölümsüzlük söz konusudur. Dolayısıyla ‘ben varken ölüm yok, ölüm varken de ben yokum’ diyerek, ölümden korkmanın gereksiz olduğunu ifade etmektedir”. Öyle ki, Epiküros ölümden korkmanın anlamsız olduğu görüşündedir. İnsan ne zaman ölüm korkusundan uzaklaşırsa, işte o zaman yaşadığı hayattan haz almaya başlar.

Epiküros tinsel hazlara bedensel hazlardan daha fazla değer verir. Buna rağmen o, bedensel hazların varlığını inkar etmez. Sadece, bedensel hazlara karşı zaaf göstermenin doğru olmadığı görüşündedir. Çünkü ona göre, bu türden hazlar insanı acıya ve mutsuzluğa sürükler. Örneğin kişi çok haz alarak yediği bir yemeğin ya da içtiği içkinin ardından, ertesi gün, başında muhteşem ağrılar ya da midesinde bulantılarla uyanabilir “Hazzın bizim için hayatın en üstün amacı olduğunu söylemekle ne sadece her şeyin tadını çıkarmak isteyen sefihlerin zevklerini, ne de maddi hazları söylemek istiyorum. Bunu yalnız, doktrinimizi anlamayan bilgisiz insanlar, ya da kötülük olsun diye anlamaz görünenler söylerler. … Mutlu bir hayatı meydana getiren ne ardı arkası kesilmeyen içki alemleri, ne güzel çocukların ve kadınların verecekleri zevk, ne de zengin bir sofranın sunabileceği nefis balıklar ve başka yemeklerdir. Bunu sadece istenmesi ve kaçınılması gerekenlerin nedenini ta derinliğine kadar inceleyen ve ruhu bir kasırga gibi sarsan boş hayalleri kovan uyanık akıl sağlar”. Epiküros, ahlak anlayışında ılımlı olmayı ön plana çıkarır. İnsan hayatının her alanında ölçülü davranmalıdır. Öyle ki, insanoğlu bedenen ve ruhen sağlık içinde olmak için zevk peşinde koşmaktan kaçınmalıdır. Onun düşünce sisteminde en yüksek erdem basirettir. Basiret, hazları sıkıntılardan ayıklamaya yarar.

Epiküros’a göre, her haz kendi içinde iyidir. Fakat her haz iyi diye hepsinin tercih edilmesi söz konusu olamaz. Bununla birlikte her acı da kötüdür. Yine, her acıdan da kaçmak gerekli bir şey değildir. “Zevkleri özenerek seçmeliyiz, onların değerlerini birbirinden ayırmasını bilmeliyiz. Onların içinden kişiliğimize en uygunlarını ve en yararlılarını arayıp bulmalıyız”. Öyle ki, Epiküros’a göre bedensel hazlar hiçbir zaman tatmin edilemez. Bu yüzden de bedensel hazların peşinden giden insanlar daima acı çekmeye ve mutsuz olmaya mahkumdurlar. Öyle ki insan mutlu olmak istiyorsa sade ve durağan hazların peşinden gitmelidir. Bu haz çoğu zaman hazdan çok acının yokluğundan ibarettir. Bunu ise insan aklı sayesinde yapacaktır.

Epiküros’a göre, tinsel hazların bedensel hazlardan daha üstün olması, hayatı yaşlı insanlar için daha yaşanılır bir hale getirir. Epiküros, arzuların disiplini üzerinde çok fazla durmuştur. Ona göre, insanlar, isteklerin ve hazların disiplini üzerinde pratik yapmalıdır. Yani, var olan hazlarla yetinmeyi bilmeli ve belirsiz olan hazlardan ise uzak durulmalıdır. Yemek ve kıyafet hususunda sadelik seçilerek, zenginlik göz ardı edilmelidir. Aynı şekilde, kamu görevlerinden ve onur rütbelerinden vazgeçerek sade ve dingin bir hayat seçilmelidir. Epiküros’a göre, insanoğlu bu zorlu ve sıkıntılı yaşama tek başına girmemelidir. O, bu aşama da, dostluğun önemine dikkat çeker. Dostluk, insanın iyi yönde değişimine yardımcı olan bir araçtır. Ruhların tedavisi için, ustalar ve çıraklar birbirlerine yardım etmelidir. “Epiküros’un, bu görüşleri sonucu, gerçek bir hazcıyı hayal kırıklığına uğratacak bir biçimde çileci, hiç olmazsa son derecede kanaatkar bir yaşam tarzını haz verici bir hayat tarzı olarak önerdiğini görmekteyiz”. Öyle ki, Epiküros’un kendisi de bütün yaşamını kanaatkarlık ve ölçülülük zemini üzerine kurmuştur. O, son dönemlerinde yakalanmış olduğu müzmin hastalığını bile otokontrollü ve dingin bir ruh hali ile karşılamıştır.

Epiküros’a göre, insanın mutlu olmasını sağlayan en temel haz, dostlukla elde edilmektedir. Dostluk bilgili insan için en önemli şeydir. Buradaki dostluk ise tamamen bireysel olan dostluktur. Çünkü Epiküros toplumsallıktan ve evlilikten tamamen uzak durulması gerektiği görüşündedir. Çünkü ona göre, evlilik ve toplumsallık insanı ruhsal anlamda sıkıntıya sokacak ve onu sürekli mutsuz edecektir. Oysa onun istediği bu değildir. Ona göre, bilge kişi, kendini toplumsallıktan soyutlayabilen, sürekli huzur ve mutluluk içerisinde olan kişidir. Dolayısıyla materyalist olan Epiküros, ahlak açısından eudaimonist, rasyonalist ve individüalisttir. “Epiküros’un, bu görüşleri sonucu, gerçek bir hazcıyı hayal kırıklığına uğratacak bir biçimde çileci, hiç olmazsa son derecede kanaatkar bir yaşam tarzını haz verici bir hayat tarzı olarak önerdiğini görmekteyiz”. “Epiküros ve onu izleyen epikürosçuların bu dönemde ortaya koydukları, acı tarafından bozulmamış bir tinsel haz yaşamı öğretisi birkaç yüzyıl boyunca etkisini sürdürmüştür”.

SERBEST BÖLÜM

      İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır.

      Basit bir ruh mutluluk ile övünür, felaketle de yere serilir.

      Kime yeteri kadarı az gelirse, ona hiçbir şey yetmez.

      Etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur.

      Kendine yeterliliğin en güzel meyvesi hürriyettir.

      Her istek karşısında insan, kendine şunu sormalıdır: Bu istek elde edilirse ne olur, elde edilmezse ne olur?

      Hayatta, komşunun haber almasından korkacağın hiçbir şey yapma.

      İnsanların ruhlarından söküp atacakları yalnız iki şey vardır: Bencillik ve imansızlık.

      Doğruluğun en güzel meyvesi ruh sükunudur.

 

 

KAYNAKÇA;

1)      Topçu, B., 2011. Epikuros’ta Ataraksia Kavramı ve Pierre Gassendı’nin Felsefesine Yansımaları. Syf:6

2)      Hachette Büyük Ansiklopedi

3)      Yıldız, E.T., 2015. İlkçağ Felsefesinde Faydacılığın Temelleri - Atatürk İletişim Dergisi, Sayı 8, Syf:249-257