EPİKÜROS
(FİLOZOFLAR VE FELSEFE AKIMLARI PROJESİ-1)
Derleyen: Hasan Emir Kavi
“Felsefeyle
uğraşma zamanının daha gelmediğini ya da artık geçmiş olduğunu söylemek, mutlu
olmanın zamanı daha gelmedi ya da artık geçti demekten farksızdır.”
KISA BİYOGRAFİ
Epiküros M.Ö 341- 270 yılları arasında yaşamıştır. Samos
(Sisam) adasında doğmuştur. Babası Atina’lı bir öğretmendir. 14 yaşında felsefe
yapmaya başlamış, 18 yaşında Atina’ya gelmiş ve orada Platoncu filozoflardan
ders görmüştür. Ailesi Sisam’dan sürülüp Klophon’a yerleşince, orada
Demokritosçu Nausiphanes’in öğrencisi olmuştur. Bazı şehirlerde öğretmen olarak
çalıştıktan sonra Atina’ya gelmiş ve Kepos (bahçe) adı verilen okulunu büyük
bir bahçe içinde kurmuştur. Bu yüzden bunlara “bahçe filozofları” da denir.
Bahçenin girişinde şu sözlerin yazılı olduğu bir tabela olduğu da söylenir; “Ey
yabancı! Burada mutlu olacaksın. Burada haz en üstün iyiliktir.” Epiküros’un
okulu, Platon’un Akademi’si ve Aristoteles’in Lise’sinden farklı olarak resmi
bir öğretim programına sahip olmayan bir dostlar topluluğudur. Bu okulda
sayısız ünlü öğrencileri olmuştur. İkinci yüzyılın ortalarında Epikürosçuluk
Roma’ya da adım atmıştır. Roma’daki Epikürosçuların en ünlüleri Cicero ve
Lucretius Carus’tur (M. Ö. 95- 51). Carus’un De Rerum Natura kitabı Epiküros’un
fizik anlayışını anlatır. Epiküros hakkında ana bilgi kaynağımız ise M. S. 3.
yüzyılda yaşamış olan Diogenes Laertius’tur.
ESERLERİ
Epikuros'a ait 300
kadar eserden günümüze kadar ancak
Diogenes Laertios'un on kitaplık
"Ünlü Filozofların
Yaşamları, Öğretileri ve Özdeyişleri"nde (Peri Bion Dogoraton kai
Apoftegmaton) yer alan üç mektubu ve 40 özdeyişini içeren "Temel
Öğretiler" (Kriai Dohiai) adlı eseri ulaşmıştır. Heredetos'a yazdığı
mektup, fizik üzerinedir ve atomculuğun temel ilkelerini içerir. Pitokles'e
mektubu, jeoloji, meteoroloji ve gök olayları konularını içermekte; Moekeus'a
mektubuysa, etik dolayısıyla, yaşama sanatı ve bilgelik üzerinedir.
TEMEL GÖRÜŞLERİ
Maddeci bir filozof olan Epikuros, Demokritos'un atomculuğunu
sürdürmüş, yenilemiş ve onun temelleri üzerinde insan mutluluğunu öne çıkaran
bir haz felsefesi kurmuştur. Doğanın atomların birleşmesinden oluştuğuna inanan
Epikuros’un ahlak anlayışı insanın mutluluğa varmasını amaç alır. Mutluluğa
zevklerin akıllıca ve zorunlu zevklere yönelmesi, doğal ama zorunlu olmayan
zevkleri benimsemesi, doğal ve zorunlu olmayan zevklerden de vazgeçmesi gerekmektedir.
Demokritos’un “ölümden sonra bir hayat yoktur, çünkü insan
ölünce ruh atomları dört bir yana dağılır” sözlerinden etkilenen Epikuros,
gayet basit bir şekilde “ölüm bizi ilgilendirmez” diyordu. “Biz var olduğumuz
sürece, ölüm yoktur; ölüm olunca da, biz artık yokuz.” Epikurosçular
Stoacıların tersine politika ve toplumsal yaşamla fazla ilgilenmediler.
Epiküros’un öğüdü “gizli yaşa!” idi. Epikuros kendi
kurtuluşcu felsefesini “dört ilaç” adını verdiği şu dört noktada özetledi:
•
Tanrılardan korkmamız gerekmez.
•
Ölümden kaygı duymamız gerekmez.
•
İyiyi elde etmek kolaydır.
•
Korkunç olana katlanmak kolaydır.
FELSEFEYE GETİRDİĞİ
YENİLİKLER
Epiküros, felsefeyi ruh için en iyi ilaç olarak görmektedir.
Onun felsefesinin ilkeleri temel olarak Kirenelilerin hazcılığı ve
Demokritos’un fizik ve metafiziğinden oluşmaktadır. O, Kirenelilerin hazzın
yegane iyilik olduğu görüşünden yola çıkıp, Demokritos’un atom kuramını da
kendi hazcı törebiliminin temeli yapmıştır. Varlık anlayışında maddeciliği,
bilgi anlayışında deneyciliği benimseyen Epiküros, ahlak anlayışında ise
hazcılığı benimser. Epikürosçuluk, Aristippos ve Kireneciliğin, yani hazzın en
yüksek iyi görüşünün geliştirilmiş halidir. O, Aristippos’un hazcı ve yararcı
görüşlerine bağlı kalarak, onun görüşlerini daha rasyonel bağlamda ele alıp
geliştirmiştir. Epiküros’a göre insanın yaşadığı sürece tek hedefi, dingin ve
mutlu bir yaşama sahip olmaktır. Onun ahlak anlayışının tamamı bu görüş üzerine
bina edilmiştir.
“Epiküros’a göre felsefenin gereği insanı mutlu bir yaşama
götürebilmektir. Kılgısal değerleri olmayan, bu amacı gerçekleştirmemize
yardımcı olmayan müzik, geometri, aritmetik ve gök bilim gibi bilimler
yararsızdır”. Epiküros’a göre haz, acının yokluğu ile ortaya çıkar. Fakat
ortaya çıkan bu hazların hiç biri aynı değere sahip değildir. Ona göre, hazları
meydana getiren üç tür arzu vardır. Bazı hazlar hem doğal hem zorunludur,
diğerleri doğal fakat zorunlu değildir. Sonuncuları ise ne doğal ne de
zorunludur. Ona göre, bu arzular bedensel hazlara yol açarlar. Epiküros,
birinci gurupta bulunan hazlar konusunda ölçülü olunmasını söylerken ikinci
guruptakilerden vazgeçilebileceğini söyler. Fakat üçüncü gurupta bulunan
hazlardan kesinlikle kaçınmamız gerektiği görüşünü paylaşır.
Ona göre, insanı mutlu eden akıldır. Onun benimsediği haz,
bir ömür süren hazdır. Ayrıca haz acının yokluğundan başka bir şey değildir.
Bunu da kısaca dinginlik olarak ifade edebiliriz.
Epiküros’a göre erdemli kişi, kendisine en çok doyum sağlayan
hazlarla, acı veren hazlar arasında ayrım yapan kişidir. Aynı şekilde erdemli
kişi hazlar arasında da mantıklı bir seçim yapmayı bilmelidir. Hazlar
içerisinde kendisine en çok doyum sağlayan hazzı seçebilmelidir. Bunun yanı
sıra ona acı veren eylemlerden en usta şekilde kaçınmasını da bilmelidir. Eğer
uğradıkları acı kaçınılmazsa, onu en aza indirebilmelidir. Fakat kimi hazlar
içinde bulunduğumuz an için bize doyum sağlarken, ileriki hayatımızda bizi
acıya sürükleyebilir. Tam tersi, şu an itibariyle bize acı veren bir eylem bir
zaman sonra bizi doyumsuz bir hazza ulaştırabilir. İşte, Epiküros’a göre, erdem
sahibi insan bu durumu önceden görebilmelidir. Öyle ki, ona göre, erdemli
insanın istemesi gereken, yalın hazlardan oluşan algısal bir yaşamı
sürdürebilmektir. Bazı insanlar şansları sayesinde hazza dayalı bir yaşam
sürdürseler de yine de akıllı kararlar ile hareket etmek daha doğru ve
akılsaldır.
Epiküros bu konuda ünlü filozof Demokritos’la aynı görüşe
sahiptir. Demokritos’a göre, tüm olaylar atomların eylemleri sayesinde
belirlenmiş olsa bile, insanın kendisinde bir seçim yapma yeteneği vardır. En
doğru olanda bu yeteneği kullanarak belli hazlara ulaşmasıdır “İnsanı hayatı
boyunca mutsuzlaştıran, huzurunu kaçıran en önemli etken, ölüm korkusudur.
Halbuki Epiküros’a göre ölümden korkarak ruhun dingin yapısını bozmak ve
huzursuz olmak boşunadır. Çünkü insan; ruh, ateş, hava ve su gibi, ne olduğu
tam olarak Epiküros tarafından da ortaya konmamış olan dört unsurdan meydana
gelmiştir. İnsan öldüğünde bu dört unsur dağılarak, çözülür gider. Bu nedenle
Epiküros’a göre ne reenkarnasyon ne de ölüm sonrası bir ölümsüzlük söz
konusudur. Dolayısıyla ‘ben varken ölüm yok, ölüm varken de ben yokum’ diyerek,
ölümden korkmanın gereksiz olduğunu ifade etmektedir”. Öyle ki, Epiküros
ölümden korkmanın anlamsız olduğu görüşündedir. İnsan ne zaman ölüm korkusundan
uzaklaşırsa, işte o zaman yaşadığı hayattan haz almaya başlar.
Epiküros tinsel hazlara bedensel hazlardan daha fazla değer
verir. Buna rağmen o, bedensel hazların varlığını inkar etmez. Sadece, bedensel
hazlara karşı zaaf göstermenin doğru olmadığı görüşündedir. Çünkü ona göre, bu
türden hazlar insanı acıya ve mutsuzluğa sürükler. Örneğin kişi çok haz alarak
yediği bir yemeğin ya da içtiği içkinin ardından, ertesi gün, başında muhteşem
ağrılar ya da midesinde bulantılarla uyanabilir “Hazzın bizim için hayatın en
üstün amacı olduğunu söylemekle ne sadece her şeyin tadını çıkarmak isteyen
sefihlerin zevklerini, ne de maddi hazları söylemek istiyorum. Bunu yalnız,
doktrinimizi anlamayan bilgisiz insanlar, ya da kötülük olsun diye anlamaz
görünenler söylerler. … Mutlu bir hayatı meydana getiren ne ardı arkası
kesilmeyen içki alemleri, ne güzel çocukların ve kadınların verecekleri zevk,
ne de zengin bir sofranın sunabileceği nefis balıklar ve başka yemeklerdir. Bunu
sadece istenmesi ve kaçınılması gerekenlerin nedenini ta derinliğine kadar
inceleyen ve ruhu bir kasırga gibi sarsan boş hayalleri kovan uyanık akıl
sağlar”. Epiküros, ahlak anlayışında ılımlı olmayı ön plana çıkarır. İnsan
hayatının her alanında ölçülü davranmalıdır. Öyle ki, insanoğlu bedenen ve
ruhen sağlık içinde olmak için zevk peşinde koşmaktan kaçınmalıdır. Onun
düşünce sisteminde en yüksek erdem basirettir. Basiret, hazları sıkıntılardan
ayıklamaya yarar.
Epiküros’a göre, her haz kendi içinde iyidir. Fakat her haz
iyi diye hepsinin tercih edilmesi söz konusu olamaz. Bununla birlikte her acı
da kötüdür. Yine, her acıdan da kaçmak gerekli bir şey değildir. “Zevkleri
özenerek seçmeliyiz, onların değerlerini birbirinden ayırmasını bilmeliyiz.
Onların içinden kişiliğimize en uygunlarını ve en yararlılarını arayıp
bulmalıyız”. Öyle ki, Epiküros’a göre bedensel hazlar hiçbir zaman tatmin
edilemez. Bu yüzden de bedensel hazların peşinden giden insanlar daima acı
çekmeye ve mutsuz olmaya mahkumdurlar. Öyle ki insan mutlu olmak istiyorsa sade
ve durağan hazların peşinden gitmelidir. Bu haz çoğu zaman hazdan çok acının
yokluğundan ibarettir. Bunu ise insan aklı sayesinde yapacaktır.
Epiküros’a göre, tinsel hazların bedensel hazlardan daha
üstün olması, hayatı yaşlı insanlar için daha yaşanılır bir hale getirir.
Epiküros, arzuların disiplini üzerinde çok fazla durmuştur. Ona göre, insanlar,
isteklerin ve hazların disiplini üzerinde pratik yapmalıdır. Yani, var olan
hazlarla yetinmeyi bilmeli ve belirsiz olan hazlardan ise uzak durulmalıdır.
Yemek ve kıyafet hususunda sadelik seçilerek, zenginlik göz ardı edilmelidir.
Aynı şekilde, kamu görevlerinden ve onur rütbelerinden vazgeçerek sade ve dingin
bir hayat seçilmelidir. Epiküros’a göre, insanoğlu bu zorlu ve sıkıntılı yaşama
tek başına girmemelidir. O, bu aşama da, dostluğun önemine dikkat çeker.
Dostluk, insanın iyi yönde değişimine yardımcı olan bir araçtır. Ruhların
tedavisi için, ustalar ve çıraklar birbirlerine yardım etmelidir. “Epiküros’un,
bu görüşleri sonucu, gerçek bir hazcıyı hayal kırıklığına uğratacak bir biçimde
çileci, hiç olmazsa son derecede kanaatkar bir yaşam tarzını haz verici bir
hayat tarzı olarak önerdiğini görmekteyiz”. Öyle ki, Epiküros’un kendisi de
bütün yaşamını kanaatkarlık ve ölçülülük zemini üzerine kurmuştur. O, son
dönemlerinde yakalanmış olduğu müzmin hastalığını bile otokontrollü ve dingin
bir ruh hali ile karşılamıştır.
Epiküros’a göre, insanın mutlu olmasını sağlayan en temel
haz, dostlukla elde edilmektedir. Dostluk bilgili insan için en önemli şeydir.
Buradaki dostluk ise tamamen bireysel olan dostluktur. Çünkü Epiküros
toplumsallıktan ve evlilikten tamamen uzak durulması gerektiği görüşündedir.
Çünkü ona göre, evlilik ve toplumsallık insanı ruhsal anlamda sıkıntıya sokacak
ve onu sürekli mutsuz edecektir. Oysa onun istediği bu değildir. Ona göre,
bilge kişi, kendini toplumsallıktan soyutlayabilen, sürekli huzur ve mutluluk
içerisinde olan kişidir. Dolayısıyla materyalist olan Epiküros, ahlak açısından
eudaimonist, rasyonalist ve individüalisttir. “Epiküros’un, bu görüşleri
sonucu, gerçek bir hazcıyı hayal kırıklığına uğratacak bir biçimde çileci, hiç
olmazsa son derecede kanaatkar bir yaşam tarzını haz verici bir hayat tarzı
olarak önerdiğini görmekteyiz”. “Epiküros ve onu izleyen epikürosçuların bu
dönemde ortaya koydukları, acı tarafından bozulmamış bir tinsel haz yaşamı
öğretisi birkaç yüzyıl boyunca etkisini sürdürmüştür”.
SERBEST BÖLÜM
•
İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup
ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır.
•
Basit bir ruh mutluluk ile övünür, felaketle de
yere serilir.
•
Kime yeteri kadarı az gelirse, ona hiçbir şey
yetmez.
•
Etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur.
•
Kendine yeterliliğin en güzel meyvesi
hürriyettir.
•
Her istek karşısında insan, kendine şunu
sormalıdır: Bu istek elde edilirse ne olur, elde edilmezse ne olur?
•
Hayatta, komşunun haber almasından korkacağın
hiçbir şey yapma.
•
İnsanların ruhlarından söküp atacakları yalnız
iki şey vardır: Bencillik ve imansızlık.
•
Doğruluğun en güzel meyvesi ruh sükunudur.
KAYNAKÇA;
1) Topçu,
B., 2011. Epikuros’ta Ataraksia Kavramı ve Pierre Gassendı’nin Felsefesine
Yansımaları. Syf:6
2) Hachette
Büyük Ansiklopedi
3) Yıldız,
E.T., 2015. İlkçağ Felsefesinde Faydacılığın Temelleri - Atatürk İletişim
Dergisi, Sayı 8, Syf:249-257